Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye için şüphesiz şimdiki sistemden daha iyi olacak. Ama bununla birlikte bu pakette de eksikler olduğunu ve daha iyisinin olabileceğini söylemek mümkün...
***
CHP bu eksiklere işaret edip o noktada inisiyatif almak yerine
alışıldık 70 senelik "Yaptırmayız" ve "Ettirmeyiz" tavrına girdi
ama netice değişmedi...
***
CHP söylemindeki bir diğer probleme de Atilla Yayla haklı olarak
işaret ediyor. Merhum Türkan Saylan başta olmak üzere CHP
çizgisindeki birçok kişi tarafından dile getirilen ve Kılıçdaroğlu
tarafından da çeşitli şekillerde ifade edilen bu bakış, CHP'nin
kendini ülkenin sahibi ve siyasetin efendisi gibi gördüğünü
gösteriyor...
***
CHP'liler iktidara yönelik olarak diyorlar ki...
"% 90 oy ile alsanız bile yapamazsınız"
***
Bu şu anlama geliyor...
"Ülkenin altın hissesine biz sahibiz.
Oy oranımız ne kadar az olursa olsun ülkede ne yapılacağı bizden
sorulur.
Bizim onay vermediğimiz değişiklikler hayata geçirilemez."
***
CHP'nin bu berbat söylemi doğal olarak gerilim politikası
izlemesine yol açıyor. Zaten CHP tarihi gerilim üzerine siyaset
yapma tarihidir...
***
CHP'nin hâlâ bu çizgide ilerlemesi anlamsız ve yararsız çünkü
şartlar epeyce değişti...
***
CHP'nin gerilim politikasıyla harekete geçirmeye çalıştığı
bürokratik vesayet odakları ya tasfiye edildi ya da şimdilerde
demokratik siyasete karşı harekete geçemeyecek kadar dağınık ve zor
durumda...
***
CHP referandum kampanyasında yukarıda işaret edilen hatalardan
vazgeçerek gerçekten demokrat, gerçekçi, temelsiz üstünlük ve
sahiplik hissine değil eşitlik algısına dayalı bir hayır kampanyası
yürütebilecek mi? Bunu göreceğiz...
***
Ancak, CHP'nin şimdiden şunu bilmesi lâzım: CHP'nin kampanyada
rasyonel ikna çabasını değil irrasyonel gerilimi odağa alması
halkın paketi onaylaması ihtimâlini azaltmaz, artırır. Bu
referandum yüzde 58-60 gibi oranla geçecek gibi gözüküyor...