Bir bilim adamı olarak "Şerif Mardin olgusu" ile Türk medyasındaki "Şerif Mardin algısı" arasındaki uçuruma somut örneklerle iki yazıdır işaret ediyorum. Her şeyden önce temel nesnel bilgiler bile yanlış yazılıyor. Mesela sürekli Mardin'in "dünyaca ünlü" bir sosyal bilimci olduğu söyleniyor. Marksisti İslamcısı liberali milliyetçisi aynı klişeyi tekrarlıyor. Bu nesnel olarak yalan bir bilgi. Yani Şerif Mardin 1945'te doğmuştur demek kadar somut bir dezenformasyon...
***Mardin'in yeri bizim kalbimizde ayrı olabilir. Öznel bir bakışla
Mardin'in Weber kadar büyük sosyolog olduğunu da düşünebiliriz ama
evrensel akademik literatürde Mardin'in somut ve nesnel yeri ne ise
okura onu yazmak zorunda değil miyiz? Bilim kültürü ve etiği bunu
gerektirmez mi? Biz kendi dünyamızda olan gerçekliği "evrensel
akademik gerçeklik" olarak sunarsak bu en hafif tabirle ayıp olmaz
mı?
Hadi bizim köşe yazarlarının uydurmasını anladım da Zafer Toprak'ın
bunu yapmasını gerçekten yadırgadım. Zafer Bey "Şerif Mardin
aslında dünya çapında ünlü olacak potansiyele sahip bir bilim
adamıydı ama evrensel sosyal bilimler literatüründe hak ettiği
yerde olamadı, mesela bir Muzaffer Şerif'in bilimsel itibarına
sahip olamadı" dese tam olarak altına imza atılacak bir cümle etmiş
olurdu. Toprak'a yakışacak bilim adamı cümlesi buydu. Ama Zafer
Hoca da klişe ezberlere kendini kaptırmış...
Sosyal bilimlerle hep ilgili olmuş ve son zamanlarda yaptığı
belgesellere verdiği emeği de takdir ettiğim Taha Akyol ise
bilimsel ihtiyatla değil duygusal bir coşkuyla şu cümleyi kurabildi
yazısında...
"Dünyada sosyal bilim çevrelerinde Şerif Mardin kadar tanınmış
ve onun kadar referans yapılan başka bir sosyal bilimcimiz
yoktur."
Tamamen yanlış bir bilgidir bu. Dünya sosyal bilim çevrelerinin
büyük çoğunluğu maalesef Şerif Mardin'in ismini bile duymamıştır.
Çünkü Mardin'in mesela bir Türk alim Muzaffer Şerif'in sosyal
psikoloji teorisine olan büyük katkıları gibi genel sosyoloji
kuramına hiçbir katkısı olamamıştır. Mesela