Nisan 2017'de Türkiye toplumu yeniden sandık başına gidiyor. Herhangi bir askeri ya da bürokratik ya da yargısal vesayet ihtimalini tamamen bitiren Cumhurbaşkanlığı sistemini oylayacağız...
***
Vesayetsiz bir demokrasi için sandık başında olacağız. Siyasal
istikrarın daim kılınması için reylerimizi vereceğiz...
***
Türkiye çok partili hayata 1950'de geçti.
Büyük devlet adamı Adnan Menderes'le büyük bir ilerleme ve ekonomik
açılım yaşandı...
***
Sonra hainlik ve şerefsizlik tarihine geçen 27 Mayıs 1960 askeri
darbesi oldu, koalisyonlar dönemi başladı. Türkiye yeniden gerileme
sürecine girdi...
***
Darbenin etkisi kalktığında 1965'te direksiyona Süleyman Demirel
geçti. 1965'ten sonra yeni bir iktisadi kalkınma hamlesi
başladı...
***
12 Mart 1971'de alçak bir askeri darbe daha oldu ve 70'li yıllarda
11 hükümet kuruldu ve dağıldı. Destabilize edilen ülke adım adım
bir darbeye daha sürüklendi...
***
12 Eylül 1980 darbesinden sonra bir devlet terörü dönemi yaşandı.
Sonra 1983'te Turgut Özal işbaşına geldi. Devlet yeniden
yapılandırıldı ve toplum büyük özgüven kazandı Özal
döneminde...
***
Özal'dan sonraki 10 yılda, 10 hükümet daha kuruldu. Derin
istikrarsızlık 28 Şubat askeri darbesine davetiye çıkardı...
***
28 Şubat travmasının ardından bu sefer 2003'te Recep Tayyip Erdoğan
direksiyona geçti. Ülke tarihinin gördüğü en muazzam ekonomik
büyüme dönemi bu periyotta yaşandı...
***
Geçmişte hem Özal'ın hem Demirel'in hem Erbakan'ın hem de Türkeş'in
başkanlık sistemi talep ettiği dönemler oldu.
Siyasal istikrar ve vesayetsiz demokrasi için bu dönüşüm
zorunludur...
***
Sağ kanadın dört siyasi liderinin de başkanlık sistemini
destekleyen demeçleri ve konuşmaları Hüseyin Yayman'ın geçenlerde
tanıttığım kitabında yer almaktadır...