Militarizmin milletin üzerine tam anlamıyla çöktüğü o karanlık 90'larda önümüze "süperstar müçtehit" olarak sunulan, öğrencisi ve binası olmayan bir uydurma ilahiyat fakültesine dekan yapılan son yıllarda ise sadece marjinal kanallarda yer bulabilen Yaşar Nuri Öztürk meczuplaşmanın dibini görerek ekranlarda ana avrat küfretmeye başlamış. Ancak bu küfür sayesinde Yaşar Nuri'nin hayatta olduğunu yeniden hatırladı Türkiye'nin kahir ekseriyeti. Yoksa ne yaptığından ya da bu hayatta olup olmadığından hiç kimsenin haberi yoktu...
***
Bundan 4 sene önce de 25 yaşında bir kumrala âşık olduğunu ve o
25'lik kumrala alyans takacağını duyurmuş ve o şekilde gündeme
gelmişti. Sonradan evlendiler mi bilmem ama ben de o günlerde Star
TV'de yaptığım programa konuk gelen Yaşar Nuri'ye Allah bir
yastıkta kocatsın, mutluluklar dilerim demiştim. Fakat ortada
tuhaf bir durum vardı...
2011'de medya bu olayı "60'lık hocaya 25'lik sevgili" diye
duyurmuştu. Star'daki programda da reklam arasında laf açılınca
Yaşar Nuri, "1951 doğumluyum" dedi. Resmi biyografisinde de öyle
yazıyordu internette. Yaş haddinden emekli olmak durumunda kalmış
1944'lü değerli tasavvuf tarihi profesörü Mehmet Demirci Hoca'ya
hitaben "Benim emekli olmama çok var da, ders vermek yerine kitap
yazıyorum" dedi. Ben de o an bir şey demedim ama içimden "Yahu bu
Hoca daha yaşlıydı ama yaşını da küçültecek kadar da küçülmez
herhalde" demiştim...