-niyet ve kurban-
Kurban Bayramı gelip geçti...
Her yılki pespayelikler esef ki bu yıl da ekranlara yansıdı.
Kurban Bayramı’nın sevimli yanını bulmaktan yoksun zekâlar, kameralarını kaçan boğaları kovalamaya tahsis etti. Ekranlar bu zavallı boğa kareleriyle dolduruldu. TV ekranları ve gazete sütunları etin nasıl yenilmesi gerektiğini öğretmeye kalkışan külahlı aşçılarla dolduruldu.
Çocukları internet ortamının şiddete ve vahşete dayalı film görüntülerinden sakındırmasını beceremeyen bir takım “eğitimcilerin” veya “psikologların” 12 yaşın altındaki çocukları kurban kesilmesini görmekten sakındırmak isteyen nasihatleriyle dolduruldu. Biz, 3 yaşımızdan başlayarak kurbanlık hayvanları sevmeyi öğrenerek büyüdük. O hayvanların kesilmesi gerektiğini biliyorduk. Kesilirken de o hayvancıklar çocukların görmesinden sakınılmadı. Doğrusu ve sağlıklı olanı da buydu, budur...
Kurbanın temel mesajının dökülen kana şahitlik etmek olduğu göz ardı edildi. Onun yerine kurban etinin nasıl yenileceği öne alındı.