Cahil, adı üstünde bilgisiz kimse...
Bilmez, bildiğini sanır. Bildiğini sandığı için de bilgiçlik taslamaya kalkışır.
Başkasının bilgisi üstünden kendine pay çıkarmaya kalkışır.
Başkasının bilgisini kendi bilgisiymiş gibi kullanır; bilgisini kullandığı kişiyi kendi zannınca çekiştirmeye yeltenir.
Türkçe bir öğüt var, cahille ye iç, sohbet etme, diyor. Acaba niye? Bana kalırsa, cahille yiyip içmeyi bile kesmeli... Birlikte yiyip içme aslında bir bakıma sohbet ortamı da oluşturur. Eğer cahille sohbet ortamı oluşturmak istenmiyorsa onunla yiyip içmede de birlikte bulunmamak gerekiyor. Bilge şair Solon (640-588) bakın ne diyor: “Cahile ikram edip iyi davranmayın, sizi hafife alır.”
Cahil, kendisi bilmediği için muhatabını da bilgisiz çıkarmanın derdindedir. O, muhatabını dinleme yerine onun yanlışını bulmaya yoğunlaşır. Muhatap da ona cevap vermeye kalkıştığında, işte tam da, yandı gülüm keten helva! Burada totoloji başlar. Totolojinin başladığı yerdeyse yeni fikirlere ulaşılmaz. Totoloji, bir bakıma mantığın onanizmidir: kendi üstüne katlanır, ama bu çabadan ürün hâsıl olmaz...