Herkesin kendi çıkarı uğruna çaba gösterdiği hususunda bir kanıya sahibiz.
Bireysel ilişkilerimiz de içinde olmak üzere ilişkilerimizi yöneten temel saikın çıkarımız olduğu ileri sürülüyor.
Acaba çıkar ne?
Nesnel bir karşılığı var mı çıkar kavramının?
Birinin benim çıkarımın şöyle veya böyle davranmakta olduğunu ileri sürerek bana akıl vermeye kalkışması ne ölçüde gerçekçi, dahası geçerli sayılabilir veya sayılmalıdır? Bu durum nesnel ölçütlerle hesaplanabilir mi? Alacağımı tahsil etmemin vadesi dolmuşken bir talepte bulunmuyorsam, üçüncü kişilerin bana bunu hatırlatarak harekete geçmemi salık vermesi benim çıkarım açısından her zaman yerinde bir davranış sayılabilir mi?
Medeni hukuk davalarında yargıcın taraflara akıl vermesi veya bazı hatırlatmalarda bulunması yasaktır. Oysa ceza davalarında yargıç gerek gördüğü yerde hatırlatmalarda bulunabilir, gördüğü çelişkilerin düzeltilmesi zımnında ilgilileri uyarabilir.