Sanırım bazı gerçekleri yinelemekten kaçınmamak gerekiyor.
Bu ülkede siyasal partiler sınıf temeli üzerine inşa edilmedi. Bu ülkede birçok şey ne sınıf temeli üzerine inşa edildi, ne de toplumsal gerçeklikler üzerine...
Birçok kurum, kavram ideolojik tercihler üzerine bina edilmek istendi. Bu nedenle de toplum katında kurumsal bir yapılanma sağlanamadı. Sağlanamadığı için toplumun gerçeği ideolojik saplantıya tosladı ve onu devirdi.
Böyle olmasının sakıncası nedir? Yani toplumsal gerçekliği göz ardı edip ideolojik tercihleri öne alarak kurum inşa etmenin sakıncası ne olabilir?
Sakınca şu: İnşa edildi sanılan kurumlar toplumsal bir gerçekliğe tekabül etmediğinden o kurumlara dayanarak bir gelişme sağlamanın imkânı elde edilemedi.
Tam da bu nedenle bu ülkede zaman zaman bir partiden başka bir siyasal partiye bireysel olarak veya topluca transferlerin yapıldığına tanık olunmaktadır. Veya görünürde birbirine muhalif düşen kimi siyasal partilerin dayanışma içine girdikleri gözlemlenebilmektedir. Dayanışma kötü mü? Dayanışmanın kendisi kötü değil, fakat burada böylesi bir zorunluluk altında kalmış olan siyasal partiler, dayanışma adı altında birbirlerine karşı münafıklık yapıyor, fakat içine düştükleri nifakı gizlemeye çalışıyorlar. O belli zorunlu konum geride bırakıldığı anda birbirinin gözünü oymaya çalışacaklarına kuşku yok...