Ünlü İtalyan ressam Amedeo Modigliani’ye atfedilen bir söz: “...hayatım umurumda bile değil” diyesiymiş... (Deniz Saygı, salom.com.tr 07 Şubat 2018, görüntüleme).
20. yy’ın başlarında Soutine, Utrillo, Diego Rivera, Pablo Picasso vb. birçok genç ressamın ve sanatçının fink attığı Paris bohem hayatında böyle bir cümleyi söylemek yadırganacak gibi görünmüyor. Hele de kalibresi belli olan bu kategorideki insanların sözünü onların yaşam tarzı da dikkate alındığında ciddiye almak gerekiyor. O, hayatının umurunda olmadığını söylüyorsa onu öylece, olduğu gibi kabul etme durumunda olmalıyız.
Gene de atıfta bulunduğumuz yazı sahibinin (Deniz Saygı) şu vurgularını öne çıkarmak istiyorum. Şunları söylüyor yazısını bağlarken: “Günümüzde, Paris Bohemya’sı farklı etnisitelere mensup olan birçok entelektüel için döneminin en zengin ve en verimli çevresi olarak kabul edilmekte. Paris rüyasında kaybolanların küçük bir ilham kırıntısı dahi büyük sanat akımlarının doğmasına sebep olmuştur. Peki, bu ‘unique’ insanlar kendi hayaletlerinden mi kaçıyorlardı yoksa Modigliani’nin de dediği gibi: “Kısacası hayatım umurumda bile değil” sözünde mi saklı her şey?”
Modigliani’nin bu sözü hangi bağlamda söylediğini bilmiyoruz (ben bilmiyorum, yazar da açıklamıyor). Eğer bu söz, sanatım için hayatımı feda ederim bağlamında kullanılmışsa bir anlamı var, hayatım benim için hiçbir anlam ifade etmez, etmiyor bağlamında söylenmişse daha farklı bir anlam taşır.
Biz gene de Modigliani çapında bir kafanın böyle bir sözü rasgele söylediğine kani olmak istemiyoruz.
İnsanın hayatı kıymetliyse ve buna rağmen böyle bir sözün altına imzasını atıyorsa biz o söze de kıymet verme durumunda olmalıyız. Hayatını hiçe sayan bir hane berduşun böyle bir sözü söylemesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.