Rasim Özdenören Yeni Şafak Gazetesi

Hukukta nedensellik bağı

Nedensellik bağı (illiyet rabıtası) genel olarak her olayın bir nedeni bulunduğu fikrini tazammun eder. Her olay bir nedene bağlıdır ve bu neden bir önceki olayın sonucudur.Nedensellik bağı, hukukta, sonuç ile sonucu ortaya...

11 Ekim 2018 | 4.557 okunma

Nedensellik bağı (illiyet rabıtası) genel olarak her olayın bir nedeni bulunduğu fikrini tazammun eder. Her olay bir nedene bağlıdır ve bu neden bir önceki olayın sonucudur.

Nedensellik bağı, hukukta, sonuç ile sonucu ortaya çıkaran faktörlerin arasındaki ilişkiyi belirten bir hukuk terimidir. Medeni hukukta da ceza hukukunda da, sorumlu tutulabilmek için uygun illiyet bağının varlığı aranır. Neden ile sonuç arasında böyle bir bağ kurulamıyorsa sorumluluk oluşmaz. Zaman dizisi içinde, biri olmadan diğerinin de ortaya çıkamayacağı iki olay, görüngü ya da süreç arasındaki ilişki bulunması zorunludur: örneğin çocuğun, yaşça annesinden büyük olamayacağı... Bulut olmadan yağmurun yağmayacağı, şimşek çakmadan gök gürültüsünün olmayacağı gibi durumlar... Veya birinin cebindeki paranın durduk yere bir başkasının cebine girmeyeceği... Boğazı kesilmiş olarak bulunan birinin yanında bulunan bıçağın kendiliğinden o boğazı kesmeyeceği...

Nedensellik bağı hukukta, özellikle ceza hukukunda son kerte önem taşır. Örneğin bir kişinin bir evden içeriye girdiği tanıklarla ve her türlü kanıtlarla biliniyorsa ve fakat o kişinin dışarı çıktığını gören yoksa başka delillerle de o kişinin dışarıya çıktığı kanıtlanamıyorsa, burada, ancak karinelerle sonuç çıkarılır. Ancak karine hiçbir zaman kesin kanıt yerini tutmaz. O kişi girdiği kapıdan çıkmamıştır da başka bir kapıdan veya pencereden çıkmış olabilir. Kişi buhar olmamışsa ya içeridedir ya dışarıdadır. Sonuç hukukî kanıtlarla tespit edilmek zorundadır.

Karakuş Kadı’ya izafe edilen ilginç bir kıssa anlatılır:

Bir hırsız etrafı kolaçan ettikten sonra balkondan içeri girmeye karar verir. Biraz tırmandıktan sonra balkonun parmaklığını tutar, fakat parmaklık kopar ve hırsız düşüp ayağını kırar. Bunun üzerine Karakuş’a gider ve:

-“Kadı efendi, soymak için bir eve girecektim; ama balkonun parmaklığı koptu ve düşüp bacağımı kırdım, ev sahibinden şikâyetçiyim. Tamam, hırsızlık suç ama cezası balkondan düşüp ayak kırmak değil” der.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rasim Özdenören 26 Nisan 2021 | 300 Okunma İnsan: Hakim mi hami mi? 22 Nisan 2021 | 285 Okunma İnsan: Yaratılanın en şereflisi 18 Nisan 2021 | 306 Okunma Nefs, irade, oruç ve insan 15 Nisan 2021 | 307 Okunma Camdan kapalı oda 11 Nisan 2021 | 263 Okunma