Çatlak sesler her zaman çıkabilir.
Devlet güçleri arasında sağlam bir uyum olmadan ne halkla içtenlikli bir ilişki kurulup demokrasi ve huzur olabilir, ne güvenlik ne de ulusal savunma. En görkemli bir orkestrada bile herhangi bir enstrümanda yanlış basılan bir nota olabilir. O yanlışı şefin kulağı seçse bile genel dinleyici açısından o yanlış fark edilmez. Genel dinleyici orkestranın genel gidişine, melodinin genel ritmine kulak verir. Ancak bu asla o yanlış notaya sürgit izin verme, müsamaha gösterme anlamını taşımaz.
Kimi yerlerde yanlışsızlık ve kusursuzluk en başat kusur olarak ortaya çıkabilir. Bir müzik parçasının icrasında icracı tüm dikkatini notalara yöneltmiş ve yanlış notaya basmamak için tüm gücünü notaya odaklamışsa, burada eserin ruhunu yitirme olasılığı yüksektir. Belki hiçbir yanlış notaya basılmamıştır ve parça başından sonuna kadar kusursuz icra edilmiştir. Ama eserin canına okunmuş olma ihtimali de yüksektir. Nitekim resmî korolarda veya resmî sanatçıların icralarında bu duruma her zaman rastlanabiliyor. Eser kusursuz icra edilmiş olsa bile parçanın ruhu da öldürülmüş olabiliyor.
Devlet yönetiminde de benzer durumlarla karşılaşılabilir.
Hükümetlerin icraatı he zaman her kesimde aynı olumlu mülahaza ile karşılanmayabiliyor. Durum işin doğasında aranmalı. Ancak tümüyle totaliter rejimlerde zahiren yüzde yüz veya yüzde yüze yakın bir mutabakat sağlanmış olabilir. Ama insanlar özgür ve bağımsız vicdanlarıyla hareket ettiğinde her icranın yüzde yüz katılımla desteklenmesi durumuna nadir rastlanır.
Hele de uluslararası ilişkilerde herkesin her noktada mutabık kalması az rastlanan olaylardandır. Çünkü çıkar çatışmalarının ve zıt çıkarların en çok konuşulduğu alan orasıdır, uluslararası ilişkiler...