Ludwig Wittgenstein: “Hakkında konuşamayacağımız şeylerde sessiz kalmamız gerekir.” diyordu.
Hakkında konuşamayacağımız şeyler neler olabilir?
Tanrı... Onun üzerinde ancak onun öngördüğü düzlem üzerinde konuşulabilir. Bu demektir ki, bu konuyu epistemoloji (bilgi kuramı) düzleminde konuşmak yerinde olmaz. Çünkü konu bilgi sorunu değil, inan (iman) sorunudur...
Aynı yönelimde, meleklerin, vahyin, resullerin, ahiret gününün, hayrın ve şerrin mahiyetleri ve onların Allah’tan geldiği hususları da epistemoloji alanında konuşulamaz. Çünkü bütün bu kavramlar bilginin alanına girmez, inan alanını ilgilendirir. Filozofun sessiz kalmayı önerdiği alan bu alandır. Başka bir söyleyişle gaip alanı... Bu alanda kullanılan her mantık çıkarımına karşı aynı ölçüde güçlü karşıt kanıtlar öngörülebilir. Dolayısıyla bu alanda, nesnel önermeler üzerinde konuşulması imkân dışıdır...
Ancak filozofun cümlesine dikkatle bakmalıyız. Ne diyor? “Hakkında konuşamayacağımız şeyler”den bahsediyor. Hakkında konuşturulmadığımız veya hakkında konuşmamızın yasaklandığı hususlardan bahsetmiyor o.
Peki, böyle bir durumla karşılaşıldığında ne yapmalı?