Dünyamız İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana öfke ve asabiyet sürecinden geçiyor.
Bireysel ilişkilerde öfke ve asabi yaşantı gündemden düşmüyor. Tabii ki buna koşut olarak ikili uluslararası ilişkilerde olsun, çoklu ilişkilerde olsun aynı öfke ve asabiyet gündemdeki yerini bayatlamadan sürdürüyor.
Acaba bireysel yaşantımız mı uluslararası ilişkileri etkiliyor yoksa uluslararası durum mu bireysel yaşantımızın üstüne kâbus gibi çöküyor?
Besbelli, öfkeli adamlar kuşağı İkinci Büyük Savaş’tan sonra birden patlak vermedi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra da bir öfkeli devlet adamlar kuşağı geldi geçti. Mussolini, Hitler, Stalin, Mao öfkeli ve asabi yönetimleriyle uluslarına cefa çektirmede birbirinden geri kalmadı. Aynı öfkeli ve asabi hissiyat bizim ülkemizde de yaşandı. Şeyh Sait ve Dersim olayları hatırlanabilir…