24 Haziran seçimleri Türkiye için yeni bir çağın kapısını açacak.
21. yüzyıl Türkiye’nin yeni çağı olacak.
Bu müjdeyi 1980’li yıllarda Turgut Özal ilan ediyordu tüm dünyaya...
Ama onu anlamayı başaramayanlar, kısır siyasal çekişmeler içinde debelenenler Özal’ı çelmelemek için ellerinden geleni artlarına koymuyordu.
Özal’a “Çankaya’nın şişmanı” diye isim takıp küçümsemeye çalışanlar, aslında kendi iktidarları dönemindeki tüm büyük yatırımların altında onun imzası bulunduğunu göz ardı ediyor, Özal’ı basit bir siyasal rakip addetmenin ötesinde onun vizyonunu kavrayamıyordu. Özal’ın getirdiği özgürlük atmosferini ve ortamını da kavramaktan uzak duruyorlardı. Nitekim son tahlilde onların hepsi demokrasinin ya katili ya mağduru olarak siyasal hayatlarını kapadılar.
Kişisel özellikleri veya kişisel siyasal kanaatleri dolayısıyla Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakılmış yazarlar, sanatçılar, aydınlar Özal döneminde, üstelik askeri vesayetin kelepçeli baskısı altında yeniden Türkiye’ye avdet ettirildiler.