Her şeyin boş olduğunu söyleyen o en eski sözü hatırlayarak boş sözler üretmek isteyen birinin okunu fırlatması halinde hedef tahtasında bir yere isabet ettirmesi mukadderdir. İsterse bir bahar baş dönmesiyle ve bahar anaforunun getirdiği esriklikle olsun, hedef tahtasında onun okunu kabul edecek bir nokta mutlaka bulunur.
O tahtaya ulaşan her ok hedefine ulaşmış sayılır ve karavana ihtimali yoktur. Öyleyse avcının vade tanımasında sakınca yoktur. Verilebilecek her vadeyi geçerli kılacak bir nişan bulunmaktadır hedef tahtasının üstünde. Rakamlar vermenin sakıncası yoktur, verilebilecek her rakam için hedef tahtasında bir işaret bulundurulmaktadır, öyleyse tutmayacak bir rakam da yoktur. Senaryolar üretilebilir. Hayalinizin genişliğine göre yeni komplolar, komplo kuramları geliştirebilirsiniz, her birinin tutarlı ve geçerli olabileceği bir uygun konuma yer vardır bu hedef tahtasında.
Herkes kendi tuvalini boyamayı sürdürsün. Bu eyleme, ressamın kendisinden başka dur diyebilecek birisi görünmüyor ortada. Resmin ne zaman bitmiş olacağına karar verecek olan yalnız ve yalnız ressamın kendisidir. Ressam kendini yönetici konumunda da görse, yönetilen olarak da görse, durum değişmiyor. Resmi herhangi bir anda bitirebilir veya daha doğrusu bitirdiğine karar verebilir ya da tuvalini ebediyen boyamayı sürdürebilir. Resmin bitmiş olduğuna ressamın kendinden başka karar verebilecek başka biri var mıdır ki!
Krala bir oğlunun dünyaya geleceğini haber verebilirsiniz. Yeter ki, ülkenizde insanları yöneten bir kral olsun. Kraliçeye bir oğlunun dünyaya geleceğini haber verebilirsiniz. Kraliçe yaşını ileri sürerek bunun imkânsızlığını beyan edecek olsa ona acele etmemesi gerektiğini önermenizde sakınca yoktur, kraliçenin ya da ülkenin, başına gelebilecek her şeyi (her olguyu) ona gönderilmiş bir oğul olarak ileri sürmeyi önleyecek bir kural mevcut değildir!
Rilke’nin “Notlar”ı öyle başlamıyor muydu? Buraya yaşanacak yer diye geliyorlar, buraya ölünecek yer desem daha isabetli olur, diyerek konuşmaya başlıyordu kahramanımız. İster ölünecek yer deyin, ister yaşanacak, ikisi de geçerlidir: ölünecek yer diyorsanız hâlâ yaşamakta olan birilerini göz önünde bulundurduğunuz; yaşanacak yer diyorsanız, bu takdirde, nasılsa ölmeye hazırlanan birilerini göz önünde bulundurarak konuştuğunuz anlaşılır. İsabet ettirmemek imkân dışıdır. Herkes konuşabilir. Herkes bir tasarı hazırlayabilir. Herkes fala bakabilir ve kehanette bulunabilir. Yaşadığın her ne ise kalacak olan ve arkandan gelecek olan odur, çünkü bıraktığın odur...
____________