Ana partiden ayırılıp yeni parti kurma teşebbüsleri ülkemizin çok partili döneme girdiği yıllardan bu yana denenmiştir. Tabii daha öncesi de var, İkinci Meşrutiyet döneminde...
Parti içi muhalefetle istediğini yerine getirmeyi gözüne kestiremeyen bir küme partili yeni bir parti kurarak öngördükleri siyasayı bu yeni girişimleriyle hayata geçirme sevdasına düşüyor.
Bu cümleden olarak 1950’li yıllarda CHP’den ayrılarak Hürriyet Partisi’ni kuranlar daha ilk seçimde tasfiye olunmuştur. 1969 yılında AP’den ayrılarak kurulan Demokratik Parti o yıl yapılan seçimde 50’ye yakın milletvekili ile Meclis’e girmeyi başarmışsa da bir sonraki seçime kadar eriyip tükenmiştir. 1990’lı yılların başlarında MHP’den ayrılanlar tarafında kurulan Büyük Birlik Partisi, başlarda coşkuyla karşılanmış olmasına rağmen fazla bir varlık gösterememiş, marjinal düzlemde kalmıştır. Halen Cumhur ittifakı sayesinde Meclis’te 1 milletvekili ile temsil edilmektedir.
Şimdi Ak Parti’den ayrılıp yeni bir parti kurma teşebbüsünde bulunanların söylentisi medyada yer alıyor.
Bu son kümede yer alanlar da tıpkı önceki teşebbüsleri gerçekleştirenler gibi kendi asal partisine muğber olanların toplaşmasından oluşuyor...
Onca hevesle ve çoğu dış destekle kurulan bu yeni partiler acaba niçin toplum nezdinde bir karşılık bulamıyor?