1934’te Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesini, o günkü konjonktüre nasıl uygun görüyorsak, şimdi ibadete açılışını da Yeni Türkiye’nin alâmet-i farikaları’ndan biri olarak görmeliyiz.
Kendi karasularımıza nasıl sahip çıkıyor isek, misak-ı milli’ye nasıl sımsıkı sarılmakta isek, kendi vatan toprağımızdaki Ayasofya için yeni bir düzenlemeye de ancak biz karar verebiliriz. Kimse karışamaz.
★
Ne UNESCO’dan izin alacağız, ne AB’den, ne ABD’den, ne de Rusya’dan. Hele Yunanistan kim oluyor?
Dış kapının dış mandalı. Tavşanın suyunun suyu... Gitsinler önce Kudüs’e sahip çıksınlar... Efes’i ziyaret edip günah çıkarmak kolay...
Gitsinler Şagil İsrail’in başkentine, yallah....