Bu kadar şakacı insanlar görmedim.
Sabahleyin kırmızı çizgilerle kalkıyorlar yataktan.
Öğlene doğru, ellerini taşın altına sokuyorlar.
Akşam olunca, yeni yeni şartlar ileri sürmeye başlıyorlar.
Gece yatarken de ülkeyi asla hükümetsiz bırakmayacaklarını
söylüyorlar.
Bizi vallahi tepe sersemine döndürdüler.
***
Siyaset uzlaşma sanatıymış...mış.
Peki, uzlaşamazsan ne olurmuş??Hiç.
Berbat bir uzlaşma yerine, onurlu bir zıtlaşma belki daha iyidir.
Lakin biz ikisini de beceremiyoruz.
Tek başardığımız iş:
- Anlaşmazlıkta mutabık kalmak.
***
Günlük hayatımızda da böyle değil miyiz?
Herkes birbiriyle davalık.
-Yahu anlaşın, el sıkışın.
-Hayır, yürü mahkemeye.
Milyonlarca dosya, tozlu raflarda bekler durur.
Ondan sonra da "yargı ağır işliyor."
Elbet ağır işler.
Buna ne yargıç yetişir, ne savcı, ne de mübaşir.
Öyle olunca da adalet geç gelir...?Bazen de yanlış gelir.
Her neyse.
***