Dışarıda savaş...
İçeride olağanüstü hal.
Her gün gözaltılar ve tutuklamalar, çünkü bir darbe girişimi
soruşturulmaktadır.
Beri tarafta yeni anayasa çalışması, birdenbire tekrar gündeme
gelen Başkanlık meselesi, derken, Devlet Bey’e aniden meleklerin
çıtlattığı bir halk oylaması, daha beri tarafta erken seçim
söylentisi.
***
Bitti mi? Hayır.
AB’yle boğuşuyoruz, ABD’yle sürtüşüyoruz, kaç cephede birden
vuruşuyoruz.
Ayrıca terör örgütleriyle çarpışıyoruz. İçimizde çürük elmalar var.
Sürekli sırtımızdan hançerleniyoruz.
Günlük rutin meseleleri de düşünürseniz, (tek başına eğitim yeter)
başımızda sayısız dert var.
***
Başka bir ülke, bu dertlerden bir tanesine bile dayanamaz.
Hele karşısına husumet cephesi halinde bir devletler topluluğu da
dikilmişse...
Düşünün.
- 40 yıldır terörle mücadele.
- Son 20 yılda 3 defa darbe girişimi.
- Son 10 yılda milli ordumuza kaçıncı kumpas.
- Son 5 yıldır, ekonomiye kurulan bir dizi tuzak.
Unutmayın ki bir de keskin biçimde kutuplaşma.
Kin, nefret ve husumet.
***
Vallahi yazarken benim içim karardı. Okurken kimbilir siz ne
oldunuz.
Bunları görerek, hep yaşayarak gelmişiz. Moralimizi bozan şom
ağızlılara da ayrıca katlanmışız.