Trump’la görüşme talebimiz yok. Ne görüşmesi?
Selamlaşmak zorunda bile kalmayız inşallah.
Haftaya New York’ta BM zirvesi var ya, gönül ister ki Erdoğan ve
Trump, hiç yüz yüze bile gelmesin, hiç karşılaşmasın. Trump, durup
durup tokalaşmaya çok meraklıdır. Gönül ister ki bu defa eli havada
kalsın.
Ama diyeceksiniz ki:
- Diplomasiye sığar mı bu?
Sığar sığar.
Diplomasi mi kaldı?
Trump’ın sayesinde bütün kurumlar ve kurallar tarumar oldu.
İttifak
İç politikaya dönersek... Parti sözcüsü Öztrak, üstüne basa basa,
CHP’nin kararını açıklıyor:
- Yerel seçimde ittifak yok.
Zaten müttefik de yok. Kim kaldı ki?
İyi Parti, çekildi gitti.
Demokrat Parti’nin eti ne, budu ne?
Karamollaoğlu desen, ortalıktan kayboldu.
Sadece HDP var.
O da sakıncalı müttefik.
Bu durumda yiğitlik, CHP’de kalsın bari:
- “İttifak yok” deyip kendi göbeğini kendi kessin.
Sırf ittifak değil, şu meşhur yüzde 49’luk muhalif blok da yok.
Herkes dağıldı. Evli evine, köylü köyüne.
Af köşesi
Nerede kalmıştık?
- “Devlet, ancak kendisine karşı işlenen suçları affeder.” Çocuğu
istismar eden canavarı değil.
İyi ya işte.
Bahçeli aksini söylemiyor ki.
Hatta Özgür Özel ne diyor:
- Kim kimi affedecek, önce bir görelim.
Bence, üç aşağı beş yukarı, mutabakat sağlanmış sayılır.