Uzun lafa gerek yok.
Üç kelime:
- Türk Askeri geliyor.
Bu üç kelime yetti.
Cerablus civarındaki irili ufaklı ne kadar silahlı çete varsa,
hepsi çil yavrusu gibi dağıldı.
Kimsenin toprağında gözümüz yok. Türkiye, sadece kendi sınır
güvenliğini sağlıyor.
Peki, Mehmetçik orada çok mu kalır? Ne vakite kadar kalır?
Ankara’nın cevabı gayet net:
- PYD - YPG, Fırat’ın doğusuna geçene kadar kalır.
- Geçmezse ne olur?
- Gereği yapılır.
İşte o kadar.
Yarı savaş durumu bu...
En azından tam bir teyakkuz...
Ve üstelik, Kurtuluş Harbi’nde bizi 30 Ağustos’a götüren
Zafer Haftası’ndayız, değil mi? Bugün 26 Ağustos.
Hal böyleyken, Tansu Çiller’in kötü taklidi olan o profesör
hanımefendi, neler söylüyor?
Önce TSK’nın üstüne kapanacağına, haklı çıkıp çıkmamanın derdinde
hâlâ...
Hanımefendiciğim, haklısınız, kabul... Bütün dedikleriniz doğru
çıktı... Madalyayı hakettiniz. Ama şu günlerde biraz susun yahu...
Susmuyorsanız da bari PYD ağzıyla konuşmayın.
Unutmadan...
Joe Biden’e dair de iki laf edelim... Ezik büzük ve de son derece
mahçup halini, bütün dünya seyretti. Daha ne olsun...
Çok kötü bir jübile yaptı... Obama’dan da kötü.
Bir de şöyle bir komedi var.
Koro halinde bağırıyoruz:
- Suriye’nin geleceğine ancak Suriye Halkı karar verir.
Tamam da..