Geride bıraktığımız 7 Haziran Seçimi'ndeki tabloya bakıp ne dedik:
-Halk,?Başkanlık?Sistemi'ni reddetmiştir.
Alâ...
Fakat hükümet kurulamayınca ne dedik:
-Başkanlık Sistemi tartışılmalıdır.
Görüyor musunuz?
Tek sonuçtan, birbirine zıt iki ayrı hüküm çıkıyor.
***
Biliniz ki 1 Kasım'da da öyle olacak.
Eğer yine koalisyon tablosu çıkarsa, bakın ne diyeceğiz:
-Halk, Başkanlık Sistemi'ni ikinci defa reddetmiştir.
Alâ.
Fakat yine hükümet kurulamazsa, bakın ne diyeceğiz:
-Başkanlık Sistemi kaçınılmazdır.
Görüyor musunuz?
Yine iki ayrı zıt hüküm.
.........
Hangisi doğru?
Aylarca tartışsanız bulamazsınız.
Türk zekâsı, Seçim Sandığı'ndan çıkan tek mesajı, 4-5 türlü tercüme
etmeyi başarabilen yegâne zekâdır.
Sandıktan önce
Madem ki 7 Haziran'da bir fırsat kaçmış, koalisyon imkanı heba
edilmiştir, 3'lü blok bari şimdi taktik değiştirse ya...
Bakın ne yapabilirler:
Bir koalisyon modelini, mesela CHP-MHP veya CHP-HDP modelini
sandıktan önce ilan edebilirler.?Ve diyebilirler ki:
-Vatandaş!..?Koalisyon'a oy ver.
Aritmetik yetmezse bile, yollarına yine pekala devam
edebilirler.
Ne sakıncası var?
En iyisi
Hem de en kolayı:
-?Herşeye hayır.
Hayır'dan kim zarar görmüş?
Halbuki evet dersen yarın nelerle karşılaşacağın hiç belli
olmaz.
Farkındaysanız, bizim bürokrasimiz de evet demeye pek nazlı, hayır
demeye ise sevdalıdır.
Neden?