Değişiklik paketi külliyede bekleyeceğine bugüne kadar Meclis'te
bekledi.
Ne fark eder?
Maksat 60 günlük takvime uygun bir pozisyon almak değil mi?
Bunca gün külliyede bekleseydi “Erdoğan niye hâlâ imzalamıyor”
diyecektik.
Halbuki şimdi ne dedik: “Niye hâlâ paket mecliste bekliyor.”
Oysa asıl sorulacak soru:
- Mecliste uykusuz gecelere ne gerek vardı?
Hele bir de Anayasa Mahkemesi’ne gidilecekse, yazık olmadı mı
onca engellemeye, onca zahmete, külfete, tekmeye, tokata?
Kısa... Kısa...
Başkan Trump, yetkilerini mi aşıyor, yoksa yetkilerini pervasızca
mı kullanıyor? Yanı suç mu işliyor, yoksa yakışıksız işlere mi
imza atıyor? Nüansa dikkat.
Trump’a bakıp onu örnek mi alacağız, yoksa kendimize ders mi
çıkaracağız? Farka dikkat.
Gezi olaylarının son günü piyanosunu getirip, yağmura rağmen
Taksim Meydanı’nda konser veren bir Alman piyanist vardı ya, dün
Whastington’da görülmüş... Tesadüfe dikkat.
Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerine “bulundukları yerde oy
kullanma” yollarını öğretiyor.
Tamam da, yeni bir nesil geldiğinin farkında mı değil, yoksa ille
kendi kalesine gol atmaya mı mecbur? Formalara dikkat.
Engin Altay bir dizi isim saydı “Hayırcılar” diye... Tamam da
değerli Altay, o isimlerin hepsi
Fazıl Say dahil, zaten muhalif değil mi? Bence rakip takımdan
transferler yapmalısınız.