Eğer bir anayasa referandumu sahiden kaçınılmazsa... (ki öyle anlaşılıyor)
Eğer ufukta sahiden bir Başkanlık Sistemi gözüküyorsa... (ki büyük ihtimal)
Öyleyse CHP, denklem dışında kalmamalı.
Ucundan kenarından o da müdahil olmalı.
Yani mutlaka bir fonksiyon üstlenmeli.
***
Neden?
E çünkü iş olup bittikten sonra, CHP’nin yapacağı eleştirilerin bir kıymeti yok. Adama derler ki:
- Katılsaydın aramıza... Sen de söyleseydin önerilerini.
İş olup bittikten sonra, geriye dönüş de yok. Adama derler ki:
- Kaç defa davet ettik gelmedin. Kökten reddettin. Şimdi niye bağırıyorsun?
***
Öyle ya...
Sistemler kolay değişmiyor. Anayasalar kolay değişmiyor. Nitekim darbe anayasası’nı tam 35 yıldır değiştiremedik. Bu yüzden derim ki: CHP, yeni anayasaya ve yeni sisteme bari ilgisiz kalmamalı.
Vapur kaçtıktan sonra “Şurası keşke şöyle olsaydı, burası keşke böyle olsaydı” diyeceğine, kendi rengini ve ruhunu oraya yansıtmalı... En azından gözlemci ya da müfettiş gibi davranmalı.
Çünkü CHP, kurucu partidir.
Öğretmen partidir.
Bu kadar uzak durulur mu?
Bence, tutumunu bir daha gözden geçirmeli.
Not: