Nisan, en sevdiğim ay.
Yeşil erik’in pek nazlı bir eda’yla çıkageldiği, çağla’nın kendini ağırdan sattığı, uçurtmalar’ın bahar kokusu saçtığı, Suzidil Makamı’nın “ey gonca açıl, zevkini sür fasl-ı baharın” diye coştuğu, çok özel bir aydır Nisan.
★
“Nisan yağmuru kadar kısa süren hayatımız” bu yıl bir virüse teslim olup, bizi ev hapsine mahkûm etti.
“Ne bahar kaldı, ne gül, ne de bülbül sesi var.” Olsun. Nisan, bu haliyle de güzeldir.
Tıpkı hicazkâr gibi: Kıl kadar sevda-i zülfünden feragat eylemez.