Biz Bahçeli'ye takılıp kalsak bile ufukta gözüken gerçek şudur:
- Ya referandum, ya seçim.
***
Referandum ihtimali, madem ki MHP’den gelecek 14 oy ile mümkündür... İster 14, ister 24...
Bu oylar, referandum sandığında MHP’nin tavrını da belirler.
En azından çekimser kalır.
“Hayır” kampanyası açacak olan taraf ise, CHP-HDP eksenidir. Gayet açık.
***
Bir dakika... Tayyip Erdoğan’ın meydanlara ineceği de muhakkaktır. Gerekçesi de hazırdır.
Diyecektir ki:
- Başkanlık tezini ortaya atan benim. Kendi tezimi elbet savunacağım.
Kılıçdaroğlu kıyameti koparacaksa da nafile...
***
Referandum tablosu böyle.
Ama mecliste ödünç 14 oy bulunmaz da ya referandum ihtimali çökerse?...
O zaman da öbür şık:
- Buyrun seçime.
Neye güveniyorlar?
Şüphesiz HDP’nin baraj altında kalacağına güveniyorlar.
O takdirde “367 iskemle garanti” diye düşünüyorlar.
***
Her neyse...
Herkesin kendine göre bir hesabı vardır elbet.
Fakat Bahçeli’yi görüyor musunuz? Bir laf attı ortaya. Siyaseti uçurdu. Ahali Başkanlığı unuttu, anayasayı falan bir kenara bıraktı, Bahçeli’yi konuşuyor.
Kimi kınıyor, kimi kızıyor, kimi de şaşkın durumda.