Gözaltılar, tutuklamalar, bombalar, cenazeler, üzüntü ve
gözyaşı...
Komşu ülkelerin topraklarında ise zaten savaş var.
Ne tuhaf.
Diğer taraftan da hayat devam ediyor: Nişanlar, düğünler, balolar,
galalar... El ele tutan aşıklar, yürüyüş yapan ihtiyar
delikanlılar, kafeteryalardan gelen kahkahalar...
Ve stadyumdan caddelere taşan bir koro:
- Gol!..
***
Koyun can derdinde, kasap et derdinde.
Ateş, düştüğü yeri yakıyor.
Ne anlamlı tekerlemelerimiz var:
- Minareden düşen birini bulup getirin.
- Hocam, göl maya tutar mı?
- Ya tutarsa?
- Hocam, gökte kaç yıldız var?
- Eşeğimin kuyruğundaki kıllar kadar.
- Ne bildin hocam?
- Say da bak.
***
Çok güzel anlaşıyoruz.
Çünkü...
Terörist’e terörist diyebiliyoruz. Şükür.
Darbe’ye darbe diyebiliyoruz. Daha ne olsun?
Son günlerdeki en güzel laf da şu: