Hem seçim güvenliği isteriz hem de güvenlik önlemlerine itiraz ederiz.
Nasıl olacak bu iş?
-Bazı ilçelerde, bazı mahalleler.
Toplasan hepsi kaç bin oy eder??Hepsi aynı partiye aksa bile kaç
bin oy bu? Devede kulak.
Kaldı ki:
-Gizli oy değil mi?
-Açık tasnif değil mi?
-Hakim teminatı, yok mu?
Nedir bu bir bardak suda fırtına?
Devlet, sandık güvenliğinde sorumludur da can ve mal güvenliğinde
sorumsuz mudur?
***
Sandıkta hile imkansız.
Fakat sandık sonrasını bilemeyiz.
Madem bazı mahallelerde tehdit var, o zaman bırakın gitsin seçmen,
başka yerde oy kullansın.
HDP'nin de işine gelir.
Bari şaibeden kurtulur.
***
Maksat mızıkçılık.
Allahaşkına, adı geçen güneydoğu mahallelerinde, HDP dışında hangi
muhalif partilerin iddiası var??Nedir bu istemezükçülük?
Allah korusun, sandık başında bir cinayet işlense, mimlenmiş bir
eve sandık sonrası baskın yapılsa, ne diyeceğiz:
-Nerde bu devlet?
Yeter ama.
Hâlâ mı 1946'dayız?
Hâlâ mı Jandarma Dipçiği?
Tekrarlıyorum:
-Gizli oy, gizli.
Sandık sonrası bizim bilmediğimiz bir hile yöntemi olmazsa,
sandıkta asla olmaz.
Ama karşımızda silahlı bir örgüt var. Olağanüstü bir durum var. Hiç
mi önlem alınmasın?