Kulağımla duymadım ama Kemal Kılıçdaroğlu, yakın çevresine demiş ki:
-Gerekirse Saray'a da çıkarım.
7 Haziran'dan beri yürüttüğü Mekik Diplomasisi'nin bir parçası olsa
gerek.
Yanlış mı?
Hayır, doğru.
***
Gerçi sonradan Hande Fırat'a verdiği mülakatta "Davutoğlu davet
ederse" diye bir şerh düşmüş ama olsun.
Kendi koyduğu ambargoyu kendi kaldırmalı. Hatta ortada bir sebep
yoksa bile, Kılıçdaroğlu bir sebep bulup (ki çok var) Erdoğan'dan
bizzat
randevu istemeli.
***
Fakaat...
Saray'a çıkacaksa, bunu 1 Kasım'dan sonra değil, hemen yapmalı.
Yapmalı ki, sonunda kimse ona:
-Nasıl da tıpış tıpış gittin diyemesin.
Öyle ya... 1 Kasım'dan sonra Saray'a belki mecburi bir çıkış
gerekebilir.?Oy dağılımına göre her şey mümkün.
***
Kaldı ki,?CHP seçmeni:
-?"Bizim lider Saray'a çıkmayıp da kimi muhatap alacak" gibi
bir endişeye kapılmadan sandığa giderse fena mı? Bu da bir moral
değil mi?
Unutmayın ki, 2019'a kadar uzayacak olan bir süreç bu.
Yani, engelli koşu.
Öyleyse?