Böyle hassas dönemlerde, her olay, seçim sandığına yansır.
Zamanlama mühimdir.
Ecevit’e bir suikast ihbarı, CHP’yi yüzde 42’lere taşımıştır.
Kenan Evren’in son 36 saat kala gereksiz bir müdahalesi, ters tepmiş, Özal’ı iktidar yapmıştır.
Abdullah Öcalan’ın 1999’da Türkiye’ye teslim edilişi, Ecevit’i birinci parti konumuna getirmiştir.
SALDIRILAR
Şortlu kıza uçan tekme, türbanlı kıza yapılan edepsizlik, toplumda gerilimi artırıyor.
Müjdat Gezen’in 50 yıllık emeğine dökülen bir teneke benzin, onu yolundan döndüremeyeceği gibi, insanlarda nefret ve hiddet uyandırıyor. Cem Küçük’ün evine yapılan silahlı saldırı, Cem’e, mesleğinde daha da bir güç ve taraftar kazandırıyor.
Nagehan Alçı’nın uğradığı hakaret, ona takılmış bir madalyadır.
Selin Sayek Böke’ye gelen tehdit, artık sözün bittiği yerdir.
Yüzlerce örnek sayabilirim.
NASIL YANSIYOR
İşte... EVET’leri HAYIR’ları, güzellikler değil de çirkinlikler etkiliyor.
Takdir duygularıyla değil, büyük bir öfkeyle gideriyoruz sandığa... Her seferinde bu böyle oluyor. Yani, birilerini ödüllendirmek için değil, öbürlerini cezalandırmak için oy kullanıyoruz.
Siyasi tercih böyle mi olur?