Küme düştük.
Ya da “düşürdüler.”
Ne fark edecek?
Neticede çok üzgünüz. Tıpkı kümeye çıktığımız 2004 yılındaki
sevincimiz kadar.
***
O akşamı hiç unutmuyorum.
2004’ün 17 Aralık akşamıydı.
Önemli bir ameliyat geçirdiğim hastanede, gözucuyla tv’yi izliyor,
Avrupa’dan gelecek iyi bir haberi heyecanla bekliyordum.
Dalıp gitmişim.
Gece yarısı uyandığımda müjdeyi aldım.
Yataktan fırlayıp kalktığımı hayal mayal hatırlıyorum.
Ne güzeldi yahu.
***
Aradan 13 yıl geçmiş.
Şimdi ben Kaybolan Yıllar’a mı yanayım, harcadığımız onca enerjiye
mi, yoksa uğradığımız istiskal’e mi, bilemiyorum.
Fakat öfkeye hiç kapılmadan, gayet soğukkanlı davranmamız
gerektiğine inanmaktayım.
***
Yani diyorum ki...