Amerika’da siyaset, seçimin bir buçuk yıl evvelinden beri
topal.
Ön seçimler... Elemeler... Tekrar elemeler... Bir daha elemeler...
Yetmiyor, başkan seçilsen bile, ancak iki buçuk ay sonra devir
teslim.
Ne bu?
- Amerikan sistemi.
Kim ne karışır?
Onlar öyle istiyor.
Fransa başka türlü istiyor, Almanya başka türlü.
***
Türkiye’ye gelince...
Hiçbir ülkeyi ilgilendirmez.
Yönetim biçimine kendimiz
karar vereceğiz.
Ya Parlamenter Sistem’le devam ya da Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’ne geçiş.
Kim ne karışır?
Kafamıza önce bunu kazıyalım.
***
Hayırcılar belli.
Hepsi birden hayır diye bağırıyor. Gizlisi kapaklısı yok.
Evetçiler ise, bir kısmı evet diye bağırıyor ama bir kısmı da
sessiz... Belli ki evet demek için onlar ikna edilmeyi
bekliyor.
****
Öyle veya böyle.
Sonuç ne türlü çıkarsa çıksın. Hiç bir yabancıya hesap verecek
değiliz.
Nitekim Anayasa’daki ilk dört maddenin değiştirilemez olması, ne
Amerikan emridir ne de Alman raconudur. Biz öyle istediğimiz için
öyledir. Kimse karışamaz.
***