Bugün 2 Kasım.
Geçen yılki 2 Kasım gazeteleri, genel seçim sonuçlarını yazıyordu.
Gerçi “sandık her şey değildir” derler ama iktidarı yine o tayin etti.
Yarın Başkanlık Sistemi’ne geçip geçmeyeceğimizi, Parlamenter Sistem’e devam edip etmeyeceğimizi de yine sandık söyleyecek.
- Sandık her şey değildir.
Anladık, değildir ama rejimin kaderi bile ondan soruluyor.
Daha ne olsun?
***
Silaha davranırsan elbette ki sandığın bir kıymet-i harbiyesi kalmaz. E hani seçimle gelen seçimle giderdi?
Efendim, istisnalar hariç.
Say bakayım şu istisnaları:
- 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz vs.
Bu kadar çok istisna olur mu? Bakar mısınız? İstisnalar “olağan” hale dönüşmüş. Kim diyor ki “seçimle gelen seçimle gider”.
Partiiçi iktidarda bile kural mı kaldı? Kongrelerde hep seçimle gelen Deniz Baykal sanki seçimle mi gitti?
***
Kimse karnından konuşmasın. Yeni Anayasa oylaması için meclis aritmetiğinde parmak hesabı yapanlar, bir taraftan da “sandık her şey değildir” diyemez.
Madem değildir.
Nedir sandığın alternatifi?
Silah mı? İlle de darbe mi?
- Yok, onu demek istemedim.
- Ne demek istedin, söyle o zaman, bir alternatif göster bana.
***
Peki, ben söyleyeyim.
Yasal bir çaresi var.
- Gensoru.
Gerçi cılkı çıktı, hiçbir ciddiyeti kalmadı. Ama yine de demokratik bir çaredir. Tercüme edersek “güvenoyu ile gelen, güvensizlik oyu ile gider.”
Doğrudur.
- Bulun 276’yı, onu indirin.
Ah... Maalesef yine sandık, yine sandık, yine sandık.
Görüyor musunuz?
Onsuz olmuyor.
Not: