Halk böyle istiyor’cular, her dalda paraları cebe
indirirler.
Ama sıra oy sandığına geldi mi, halkın ne istediğine bakmazlar:
“Halk bilmez, halk anlamaz, halk cahil.”
Seviyesizlik sergileyerek şöhrete ve servete ulaşanlar, şimdi
halk’a seviyeli bir demokrasi telkin edecek kadar yükseklerde
geziyorlar. Sanırsınız ki her biri
iyi eğitim almış, her biri iyi vatandaş, her biri sosyal insan...
En mühimi de, sanırsınız ki her biri demokrasi aşığı.
Onların siyasi fikirlerine saygı göstermeye mecbursunuz. Ama aynı
saygıyı onlardan beklemeyin.
İlle de onlar gibi düşünecek, onlar gibi konuşacak, onlar gibi oy
kullanacaksınız. Eğer öyle yapmazsanız faşistsiniz, komünistsiniz,
diktacısınız, yandaşsınız, yoldaşsınız...
Eğer darbeciyseniz de ille de “bizim cuntadan olacaksınız.”
Anlaşıldı mı?
Şimdi referandum sürecinde, size inanılmaz bir baskı uygulanacak.
İradenize ipotek konacak. Evetçiler sizi bir tarafa sürükleyecek,
hayırcılar öbür tarafa.
Zaman zaman tehdit ve şantaj.
Bazen aşağılama ve hakaret.
Ne bu?
Adı millete gitmek, millete sormak.
Durum budur.
Ey millet!
“Siyasi tercihime karışma” diye bağırmaya senin hakkın yok.
Sen, vesayet altındasın. Evinin kapısına kadar dayanıp, seni taciz
bile edecekler, siyasi tercihini değiştir diye.
Hem de buna halk oylaması diyecekler.