Toplumda iddia sahibiyseniz, istikbale dönük hayalleriniz varsa…
Hele bir de siyaset yapıyorsanız, farklı taleplerle ve değişik
simalarla karşılaşmanız doğaldır.
Lakin bu karşılaşmalarda öylesine ilginç hikâyeler, vakalar var ki,
insan, bu da mı olur, diye çarpılmaktan kendini alamıyor.
Haksızlık karşısında susmak, erdemlilik sayılmaya başlandı. Neyine
lazım, bu tür iklimlerde öne çıkmamak, ses vermemek gerekir… Akıllı
olan, diyen diyene.
Hâlbuki biz müslümanlar, sadece ve sadece Allah’a hesap
vereceğimizi… Yaranmamız gereken makamın Allah katı olduğunu… Onun
rızasına talip olduğumuzu bilerek adım atmamız gerekmez mi?
Hesap hesap… Artılar eksiler... Ne olur ne olmaz kaygısıyla hareket
edemeyiz. Hele birbirimize hayrı tavsiye edip, kötülükten,
yanlışlıktan nehyetmemiz bir vecibedir.
Gittikçe kararan bir gökyüzünden bahsediyorum.