Zalimin ve mazlumun kimliğine bakılmaz. Zulmün adresine
bakılarak, yapılanların olumlanması, keyfiliğe omuz vermektir.
Mescid-i Aksa’nın işgali karşısında Batı sessiz… İsrail keyfine
göre hareket ederken, Batı hep arkasında olmuştur.
Sözüm ona kınamalar, ayıplamalar iş olsun kabilinde protesto
etmeler, nihayetinden İsrail’le kol kola girmeleri
engellememektedir.
Ciddiyet kaybettiğine herkes safını belli etmektedir.
Başta Amerika olmak üzere İsrail’in bu denli şımarık hareket
etmesinde, bir çok Batılı ülkenin vurdumduymazlığı, ikiyüzlülüğü
önemli etkendir.
Müslümanlara karşı zaten ön yargı, kara resim hazır. Canilikle,
öldürmekle Müslümanları bir algıya sığdıranlar, aslında içlerindeki
kinin nerelere dayandığını da açığa vurmaktadır.
Müslüman düşmanlığı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır…
Şiddeti Müslümanlar reddederler. Allah için mücadele, cihat başka
şiddet başkadır…
Zulmü yok etmek için elle, dille, yüzle yapılan mücadele ile
şiddeti çoğaltma, toplumları sindirme, korkutma ayrı
olgulardır…
Dünyayı keyfince yönet… Yerin üstündeki ve yerin altındaki
zenginlileri, hevesince pay et… En büyük kısmını kendine ver. Sonra
itirazları insani protestoları anarşi diye lanse et…
Hayvani genlerin büyüttüğü bu dünya düzenine karşı gelmek,
İsrail’in Mescid-i Aksa işgaline karşı gelmekle eşdeğerdir.