‘Bir tarafta günlük gündemler, birkaç günde sabun köpüğü gibi sönüp giden sözde gündemler; diğer tarafta -yeni bir yıla girmemiz vesilesiyle de- önceki birkaç yazımda anlatmaya çalıştığım bizim yüz yıllık, bin yıllık ana esaslara dayalı gündemlerimiz’ desem…
Evet, böyle desem; öyle ümit ediyorum ki meramım anlaşılmış olur… Böyle dememin elbette çok derin sebepleri var ama o derin sebeplere dalmanın ve konuyu dağıtmanın sırası değil; en iyisi ‘Pazar Yazısı’ niyetine yazacaklarıma geçelim de konuyu fazla dağıtmayalım!
‘Pazar Yazısı’ demişken, minik bir hatırlatma daha yapmam gerekiyor: Hafta boyunca her gün üzerinde çalıştığımız seminer notlarımıza cumartesi akşamı son şekli veriliyor ve o gece internet sitemize yüklenmiş oluyor… Bu yazının bundan sonrası o notlardan derleme…
Yukarıdaki girizgâhı yapmamın sebepleri bundan sonraki satırlarda anlaşılacaktır.
***
1960’larda biz ilk kooperatifimizi kurduk (1967), ‘Bağımsızlar Hareketi’ ile ilk siyasi hamlemizi yaptık (1969). Sonra 1970’lerde ilk partimizi yani MNP’yi (1970), ardından MSP’yi (1972) kurduk. O günkü şartlarda bunlar olamazdı ama oldu ve o hamleler sayesinde bugün siyasi partilerimiz dünyada en etkin siyasi kuruluşlar halinde varlar. / Bize düşen, Allah’a güvenerek imkânlar nispetinde çalışmaktır. / Kalan ise bize ait değildir, O’na aittir... / Biz insanlar kurallara uyarak yaşarız. Kural dışı olaylar olduğunda nasıl davranacağız? Tarihi gelişmelerde hep zamanla oluşma olur. Oysa uygarlıklarda sıçrama vardır...
Kur’an’ın Mekke ve Medine’de başardığı inkılâbı tarihi gelişme ile ve sosyal kanunlarla açıklamak mümkün olmuyor. Mekke’de cahiliye döneminden kalan yazılı eser 600 beyitten/şiirden ibaretti. Her beyit bir satır kabul edilirse 12 sayfadan oluşur. Bu da sadece edebiyattır, vadilerdeki vehimlerdir. İşte bu dönemde ve bu bölgede 600 sahifelik Kur’an oluşmuştur. Kur’an on sene içinde devlet kavramını bile bilmeyen bir topluluğa devlet kurdurmuş ve bu devlet üzerinden daha yarım asır bile geçmeden dünyadaki tek süper güç olmuştur. / Bugün de bu olmaktadır. Yarım asır içinde biz bunları yaşadık. Bugünkü Sermaye Mekke müşriklerinin Hudeybiye’den sonraki durumundadır. Sermaye bize değil Kur’an’a teslim olacaklardır. / Sermaye Kur’an’ı tahrif etmek için araştırmalar yaptırmaktadır. / Ne var ki araştırmacılar Kur’an’ı tahrif edemedikleri gibi kendileri hidayete eriyorlar... / Olağan zamanlar vardır, şeriat kuralları içinde geçer. Savaş bile şeriat kuralları içinde olur. Doğumlarda ise her zaman kurallar tam işlemez...
***
Yeni toplulukların oluşması da benzer şekilde olmaktadır. Bin yılda bir uygarlık yenilenmektedir. Yeni uygarlık önceki iki uygarlığın sentezinden doğar...