Mikroplar…
Her insan vücudunda binlerce mikrop vardır.
Her mikrop vücudun bir tarafını kemirmek ister. Sağlıklı vücudunuz olursa mikroplar siner ve etkisiz halde bekler. Zayıf zamanınız olursa mikroplar ortaya çıkar ve hasta eder. Vücudunuz yeter derecede hazırlıklı ise mikropları yener ve sağlığa kavuşursunuz. Hastalık aşı tesiri yapar ve o hastalık bir daha ortaya çıkmaz. Eğer vücudunuz zayıfsa, mikroplarla mücadele gücü ve hazırlığı yoksa o takdirde mikroplar galip gelir ve ölürsünüz.
***
Toplulukta da böyle mikroplar vardır.
Eğer topluluğun yapısı sağlamsa, mikrop ne tür olursa olsun, hangi saldırı yöntemini kullanırsa kullansın,vücuda zarar veremez.
Dolaysıyla mikroplarla uğraşıp onların yaptıklarını anlatacağımıza kendi sağlığımızla uğraşıp sağlıklı topluluğu oluşturma durumundayız.
“Adil Düzen” bunun hazırlığıdır. Alınan yol eksik olabilir, yanlış sonuçlara varılmış olabilir ama biz doğru yoldayız ve ilerliyoruz.
Mikroplarla ayrı ayrı mücadele edenler yanlış yoldalar.
AK Parti büyük büyük hastaneler yapıyor, büyük büyük adliye sarayları yapıyor!
Oysa büyük büyük hastaneler değil “şifahaneler” kurmalıdır.
Adalet sarayları değil “uzlaşma sarayları” kurmalıdır.
Gerçek adalet için “hakemliği” getirmelidir.
Ama maalesef görmüyorlar, dinlemiyorlar, okumuyorlar ve “kör-sağır-dilsiz” olmaya devam ediyorlar, bu yüzden de sadece kendilerine zararlı oluyorlar.
***
Bir de adaletsizlik ve gizli istihbarat meselesi vardır.
Gizli istihbarat teşkilatı açık istihbarat teşkilatına dönüştürülmelidir.
Devlet benim hakkımda söyleneni bana ulaştırmalıdır. Devlet hiç kimse aleyhine onun haberi olmadan gizli sicil tutamaz. Devlet istihbarata dayanarak kararlar almaz.
Devlet hakemlerin verdiği kararları uygular. Hakem kararları da açıktır.
Askerin savaşta veya sıkıyönetim zamanlarında kullanacağı istihbarat sadece o günlerde kullanılır. Barış zamanlarında o dosyaları kimse okuyamaz.