Daha önce bu köşeden 21.03.2015 tarihinde “Bağ-Kur’luya SGK Şoku” başlıklı bir yazı yazmıştık. Özetle, SGK’nın Bağ-Kur sigortalılarının aylık prime esas kazancının, yanlarında çalıştırdığı işçilerden daha düşük olduğu tespit edilenlerin primlerinin yükseltilmesi nedeniyle haksız bir şekilde vatandaşlarımızı mağdur ettiğinden bahsetmiştik.
Bağ-Kur sigortalıları (4/b) 01 Ekim 2008 tarihinden önce 24 basamaklı bir sisteme göre, bulundukları basamak üzerinden prim ödüyorlardı. Bağ-Kur sigortalıları ilk 12 basamakta her yıl zorunlu olarak, 13-24 basamaklarda ise 2 yılda bir talebe göre bir üst basamağa yükseltiliyorlardı.
Ancak 1 Ekim 2008 tarihinden 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte bu düzenleme değiştirilerek Bağ-Kur sigortalılarına asgari ücretle asgari ücretin 6.5 katı arasında (SGK Tavan Tutarı) değişen bir matrah üzerinden primlerini ödeyebilme imkanı sağlandı.
Bağ-Kur priminin tutarının belirlenmesinin sigortalının tercihine bırakılması son derece doğru bir uygulamadır. Ancak uygulamada yaşanan bazı sorunlar Bağ-Kur sigortalılarının mağdur olmalarına sebebiyet vermekteydi.
5510 Sayılı Kanun’da yer alan; “Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz. Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki farkın primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.” hükmüne dayanarak sigortalıların geriye dönük prim ödemeleri talep SGK tarafından talep edilmekte, 550 bin BAĞ-KUR’ luya borç çıkarılmaktaydı.