Bir süredir gündemde yer alan önemli konulardan biri de kişisel
verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerdir. 6698 sayılı Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 tarihinde Resmi Gazete’de
yayımlanarak 07.10.2016 tarihi itibariyle tüm hükümleri yürürlüğe
girmişti. 6698 Sayılı Kanun’un yayınlanmasından önce, Borçlar
Kanununun 419. maddesi, bu güvenceyi sağlamak üzerine kurulmuştu.
Buna göre, “İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak
işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin
ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir. Özel kanun hükümleri
saklıdır.”
Ancak çalışma hayatında, kişisel verilerin işlenmesi oldukça fazladır. Her şeyden önce İş Kanununun 75. maddesine göre “İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür.” Yani işveren çalışanlarına ait bu tip bilgileri bir dosyada düzenlemek zorunda. SGK bilgileri, aile durum beyan bildirimi, koruyucu kıyafetlerin bedeni, hastalık kayıtları, işe giriş muayeneleri, işe alım formları vb. tüm süreçte, kişisel veriler işverenlerce kayıt altına alınmaktadır. Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.