Yarın 7 Haziran.
Türkiye için, gençlerimiz için, yaşlılarımız için, emeklilerimiz için, kadınlarımız için, esnaf, memur ve işçi kardeşlerimiz için, engellilerimiz için velhasılı tüm halkımız için çok önemli bir gün.
Seçim günü. Türkiye’de istikrar ve ekonomik büyümenin devam edip etmeyeceği, fakir fukaraya, yaşlıya, engelliye sosyal yardımların artarak devam edip etmeyeceği bu seçimin kaderine bağlı.
Bugün 2002 öncesini tam olarak yaşamayan, hatırlayamayan ve bu seçimde çoğu ilk defa oy kullanacak genç kardeşlerime seslenmek istiyorum.
Türkiye IMF boyunduruğunda, diz çöktürülmüş, vatandaşlarımızın büyük bir bölümünün açlıkla ve yoksullukla mücadele ettiği, işsizliğin, yolsuzluğun, batık bankaların kol gezdiği, emekli maaşı ödenmesi için kredi gelmesi beklenen, fakir fukaranın muayene ve ameliyat olamadığı ilaç alamadığı günlerden bahsetmek istiyorum.
Bolu dağında saatlerce kamyon peşinde gidilen, hastanelerde vatandaşların 6 yıl sonrasına randevu alabildikleri, enflasyonun yüzde 60-70 olduğu, gecelik faizlerin yüzde 7500 olduğu, faizcinin 100 lirasına bir günde 16 lira kattığı, Vergi gelirlerinin neredeyse tamamına yakınının faiz ödemesine gittiği, okullarda sınıfların 70-80 kişi olduğu, fakir fukaranın çocuklarına defter kitap alamadığı, hastanelerde 15-20 kişilik odalarda ve çoğu zaman bir yatakta 2 hastanın yatırıldığı, ameliyat olmuş hastaların koridorlarda sedyelerde bekletildiği günlerdi. Binlerce hasta ilaç alamadığı, muayene olamadığı, ameliyat olamadığı veya SSK hastanelerinde kötü yönetim nedeniyle hayatını kaybetti.
2002 yılının sonundan bu güne kadar çok şeyler değişti. Ancak akıl tutulması yaşayan bazı insanlarımız seçim günü ülkemizi tekrar karanlık günlere döndürmek istiyor.