FETÖ ile mücadele kapsamında bazı masum görevlilerin de mağdur olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Bu gerçeği cumhurbaşkanı ‘At izi it izine karışmış’ tespitiyle çok güzel ifade etmiş oldu.
Maalesef kimileri sehven, kimileri de taammüden mağdur edilmiş masum görevliler var.
Bunu gören başta Cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere intikam duygusuyla değil adalet ölçüsüyle hareket edilmesi talimatını verdiler.
***
Adaletle hareket edilmesi gerektiğini ilk yazanlardan biriyim. Hatta bir örnek vererek bu sütunda dikkat çekmiştim.
Şurası bir gerçek ki, FETÖ ile ilişkisi olmayan vatandaş yok gibidir.
İyi niyetle çocuğunu okullarına vermiş, gazetelerine abone olmuş veya bankasına para yatırmış sayılamayacak kadar çok vatandaşımız var.
Dahası bir yakını cemaate mensup olan vatandaşlarımızın sayısı da bilinemez.
17/25 Aralık darbe girişimine kadar bu cemaat ile ilişkisi olan hiç kimsenin itham edilmesi kabul edilemez/edilmemelidir. Başbakan da zaten bu tarihi milat olarak kabul ettiklerini açıkladı.
***
15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsünden sonra bu cemaat ile ilişkisini sürdürenlerin ve onları savunanların teröre/ihanete yardım ve destekçi oldukları ve milli güvenliğimizi tehdit ettikleri de şüpheye mahal bırakmayacak kadar açık ve nettir.
Bu tıynette olanların bu devlette memur olmaları devletin kendi ipini çekmesi demek olacağından bu unsurların temizlenmesine acımak ve insaf etmek de gaflettir hatta ihanete ortaklıkla eşdeğerdir.
Temizlik ve hainlerin tecziyesi hukuk çerçevesinde şarttır. Suçluyu cezalandırmamak suça teşviktir.
İhaneti cezalandırmamak da ihanete teşviktir!
***
Bu bağlamda hükümetin OHAL ilanı, KHK’lar ile acilen temizlik yapması da yerinde ve isabetlidir.