1979 devriminden sonra gerek 52 Amerikalıyı 444 gün rehin tutması, gerekse Lübnan’daki elçiliklere yapılan saldırılara destek vermesi İran’ın uluslararası camianın dışında kalmasıyla sonuçlandı.
Batı bu ambargoyla belki İran halkının molla yönetimine karşı isyan etmesini düşündü ama tam tersi oldu. Ambargo İran halkının ABD’ye ve batıya olan nefretini körükledi.
Öte yanda İran bu ambargoya karşı doğal olarak Rusya ve Çin ile ilişkilerini geliştirdi.
***
Öyle anlaşılıyor ki İran’ın Rusya ve Çin’in kucağına bu denli düşmesine daha fazla izin vermek istemeyen batı, nükleer müzakerelerde anlaşma sağladı ve ambargoyu kaldırma kararı aldı.
Bu kararın arkasında Türkiye’yi frenlemek var mı yok mu bilemiyorum.
Ama ambargonun kalkmasıyla birlikte İran’ın önündeki engellerin kalktığından ve bölgedeki dengelerin İran lehine değişmeye başladığından kimsenin şüphesi yok..
***
Bu gelişme sonucu ABD’nin İran ile ticaret yasağı devam etse de Avrupa ile ticari ilişkiler normale döndü ve İran küresel bankacılık sistemine katılmış oldu.
Böylece İran yüz milyar dolar gibi büyük bir meblağa anında kavuştuğu ve artık rahatça petrol satacağı için çok büyük bir rahatlama ve ticaret/yatırım aşamasına geçtiğini duyurdu.
***
Bu durum İran’ın Rusya ile ilişkilerini zayıflatır mı yoksa bir başka boyuta mı taşır onu şimdiden kestirmek pek mümkün görünmüyor. Zira ABD ve Rus dışişleri arasındaki görüşmeler devam ediyor!
Öte yandan batı ile ilişkilerini diplomatik müzakereler yoluyla normalleştirmeyi başaran İran yönetimi bölgedeki nüfuz politikasını nasıl şekillendirecek henüz net değil.
***
İran’ın bu başarısı tabiî ki en fazla İsrail’i rahatsız etmişe benziyor.
Suudi Arabistan’ın rahatsız olmadığı da söylenemez.
Şurası kesin ki, bölgede kartlar yeniden karılıyor ve bu aşamada İran’ın yıldızı parlıyor/parlatılıyor!
***
İran yönetimi bence en büyük sınavı bundan sonra verecek.
Elinin güçlenmesini ümmetin lehine mi yoksa aleyhine mi kullanacak göreceğiz.
Düne kadar ümmetin aleyhine kullandığı gücünü bundan sonra da devam ettirip bölge sorunlarını katmerleştirecek mi yoksa büyük şeytanla anlaşacak kadar sergilediği esnek davranışını başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerine de teşmil edecek mi?
***
Ambargo döneminde olsun nükleer görüşmeler sırasında olsun en zor zamanlarında yanında yer alan Türkiye’ye karşı dostane mi yoksa hasmane mi davranacak merak ediyorum.
İran’ın Ankara Sefiri Ali Reza Bekdeli’nin Türkiye’ye 300 milyar dolarlık yatırım için çağrıda bulunmasını dostane davranmasına yormak isterim!
İnşallah bu sıcak çağrı bölge sorunlarında da Türkiye ile yakınlaşmayı beraberinde getirir.