15 Temmuz darbe/işgal hareketinin arkasından dini istismar eden bir şarlatanın çıkması üzerine kimi çevreler laik eğitimi gündeme getirmeye başladı.
Önce CHP kel alaka laikliği hatırlatıp durdu/duruyor. Sonra geçmişte de İmam Hatip karşıtlığıyla bilinen bazı iş çevreleri de saçmalamaya başladı.
Mesela önemli iş adamlarından biri diyor ki, “Eğitim sistemimizin laik ve çağdaş standartlara sahip olması ve bilim odağındaki gelişiminin desteklenmesi de toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğimizin teminatı olacaktır. Bunun önemini 15 Temmuz’da hepimiz çok daha iyi anladık. Unutmayalım bir ülkenin en önemli sermayesi, insan kaynağıdır.”
***
Tamam, siyasi sistem olarak laikliği biliyoruz da laik eğitim nedir bilen var mı?
Ya da eğitimin laik standardı nasıl oluyormuş tarif edebilecek bir eğitimci var mı?
Mesela ilahiyat fakültelerinde akaid, fıkıh, tefsir veya başka bir dersin laiklik standardı nasıl olacak?
Ayetler, hadisler ve diğer dini kaynaklar laiklik ile nasıl bağdaştırılacak?
Yahut başka şekilde soralım, paralel yapının veya diğer cemaatlerin sapkınlıklarını laiklik nasıl engelleyecek?
***
Hadi paralel yapının giriştiği 15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsünü bir kenara bırakalım.
1960, 1971, 1980 ve 1997 darbelerinin hatta 27 Nisan 2007 muhtırasının mimarları dindarlar mıydı yoksa laik olduğunu ya da laik eğitim aldığını iddia edenler mi?
Hepsi laikliği savunanlar ve laikliğin elden gittiğini iddia eden zavallılardı.