İki hafta önce TV kanallarında yayınlanan bazı diziler hakkında aynı başlığı taşıyan bir yazı yazmıştım.
Bazı medya siteleri yazımı haberleştirdi.
Olumlu olumsuz bir hayli tepki aldım.
Bugün kimi okurlarımızın bu dizilerin hayatın gerçeklerine yer verdiği gerekçesiyle o yazımı eleştirmelerine kısaca temas etmek istiyorum.
***
Tabii ki herkesin benim gibi düşünmesi gerekmiyor.
Ama ben aynı düşüncedeyim.
İki hafta önce bu sütunda dizilerimizin kalitesinden bahsetmiş ancak bazılarının cinayet ve gayri meşru hayatı güzel göstermek gibi kötü örnekleri özendirdiğini, yazarak eleştirmiştim ve yazımı, “Fevkalade başarılı bir film ve dizi sektörümüz var. Dilerim daha başarılı olsunlar. Ama beklentimiz topluma güzel örnekler sunmalarıdır!” diye bitirmiştim.
Eleştiren okurlarımız kötü örneklerin hayatın gerçeği olduğunu söyleyerek itiraz ediyorlar.
***
Hayatın gerçeklerine eyvallah.
Fakat bu milletin mensup olduğu medeniyet güzeli teşvik kötüyle mücadeleyi temel kriterolarak kabul eder.
İyi ve kötü medeniyetimizin dayandığı kitap, sünnet, örf adet gelenek ve kültürümüzdebellidir.
İçki, uyuşturucu, kumar, faiz, fuhuş, adam öldürmek, yalan söylemek, hırsızlık, dolandırıcılık ve benzerleri.
Bunlar hayatın gerçekleridir ama özendirilmesi değil mücadele edilmesi, önlenmesigereken gerçeklerdir.
***
Çünkü medeniyetimiz güzellikleri teşvik kötülüklerle mücadeleyi (emri bimaruf nehyanilmünker) emreder. Hatta kitabımız kötülükler bir yana kötü sözün bile açıklanmasını yasaklar. Sadece kötülüğe maruz kalanın şikayet veya yardım talebi gibi gerekçelerle açıklamasına izin verilir.
Bazı senaryolar bırakın kötülüğü açıklamayı adam öldürmek gibi en büyük insanlık suçunu bile özendirmekte, sevdirmekte ve adeta teşvik etmektedir.
***