İç siyaset için de dış siyaset için de geçerli bir kuraldır: Siyasette sürekli dostluk olmadığı gibi sürekli düşmanlık da yoktur.
Gün gelir asla bir araya gelemezler diye düşünülen partiler bir araya gelirler. Tıpkı 1974 yılında Erbakan ve Ecevit’in bir araya gelip hükümet kurması gibi.
Kimse ihtimal vermiyordu ama CHP-MSP hükümeti kuruldu ve Kıbrıs harekatı gibi tarihi bir zafere imza bile atıldı.
Aynı Erbakan daha sonra Türkeş ile de ittifak kurmuştu!
Akıllı siyasetçi toplumun menfaatini parti menfaatinetercih edebilendir. Düşmanlıklar unutulmuyor ama üzeri örtülebiliyor.
***
Mavi Marmarabaskınından ve Davos’taki ‘van minüt’ çıkışından sonra İsrail ile ilişkileri düşünün.
Bir sene önce uçağı düşürülen Rusya ile ilişkileri düşünün.
Irak ile daha bir iki ay öncesine kadar iki ülke arasındaki meydan okumaları düşünün.
Bir de bugüne bakın.
***
İsrail ile ilişkiler normale dönmeye başladı. Sefirler karşılıklı işbaşı yaptı, ekonomik ilişkiler gelişiyor, büyük projeler konuşuluyor!
Rusya ile taktik ittifak kuruldu. Semeresini Halep tahliyesinde gördük. Ayrıca ateşkes sağlanması Astana toplantısı gibi önemli adımlar atıldı!
Hafta sonu başbakanın Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret ile ilişkiler düzelme eğilimine girdi.
Terörle mücadelede, ekonomide, eğitimde, imar işlerinde, Dicle Fırat sularıyla ilgili ortak projelerde, kültür ve turizm alanında dayanışma içinde olacaklarına dair ortak bildiri yayınladılar.