Türkiye'deki seküler kesimin çok önemli ve belirgin bir özelliği İslam'a duydukları nefreti kimi isimler, şahıslar ve kurumlar üzerinden yürütüyor olmalarıdır.
Mesela cemaat ve tarikat düşmanlığı aslında İslam düşmanlığının dışavurumudur.
Mesela Diyanet İşleri'ne duydukları nefret İslam'a karşı takındıkları tavrın farklı bir tezahürüdür.
Aslında Erdoğan nefretinin altında yatan da Erdoğan'ın dindar kimliğidir -siyasi nefret güdenleri hariçte tutuyorum- aslında hedef İslam'dır. (Erdoğan seküler biri olsaydı bugün dünyada almadığı ödül kalmazdı!)
Bu nefretlerini dış politikada Arap dünyasının en güçlü sivil toplum örgütü olan Müslüman Kardeşler üzerinden 'İhvancı politika' diye eleştirerek sürdürürler.
Türkiye binlerce gayr-i Müslime kapısını açınca sesleri çıkmaz ama Müslüman Araplara kapıyı açınca adı hemen İhvancı politika veya Arap karşıtlığı olarak kendini gösterir.