Güvenilmez çünkü en büyük insanlık suçu olan işgali sürdürüyor. Sadece işgalle yetinmiyor sürekli Filistinlilerin hukukunu çiğniyor.
Türkiye’den özür dilese de tazminat ödese de kuşatmayı kaldırsa da güvenilmez!
Taa işgali sonlandırıp Filistinlilerden de özür dileyerek zararlarını telafi edinceye dek!
Tabii ki Siyonizm’e destek veren her fert, her kurum ve her ülke de aynen İsrail gibi güvenilmezdir.
***
Peki öyleyse neden Türkiye, İsrail devletiyle görüşmeler yapıyor, ticaret devam ediyor ve anlaşmalar yapıyor?
‘Viran olası hânede evladu ıyal var’ denir ya, tıpkı onun gibi sadece Gazze’de bir buçuk milyon Filistinli sudan, gıdadan, elektrikten, sağlık hizmetlerinden mahrum şekilde hayat sürdürmek zorunda! Onların bu insani ihtiyaçlarını karşılamak için gereken yapılmalı da ondan Türkiye bu görüşmeleri sürdürüyor.
Diplomasi bunu gerektiriyor!
İkincisi, Siyonizm’e karşı olmak İsrail halkı ile ilişkileri askıya almayı gerektirmez. İsrail vatandaşlarının ticaret seyahat ve benzeri insani ilişkilerini sürdürmeleri başkalarına da Filistinlilere de haksızlık sayılmaz. (Unutmayalım bir milyon civarında Filistinli de İsrail vatandaşıdır.)
Ortada bir zaruret vardır.
İslami açıdan da ehl-i kitap ile ilişki kapsamında yanlış yapılıyor demek pek kolay olmasa gerek!
***
Gelelim Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi meselesine. Bu normalleşme mağdur insanların hukukunu koruma adına zaruret gereği atılan bir adımdır. Yoksa AK Parti iktidarda kaldığı sürece ne stratejik ortaklık ne eskisi gibi can ciğer kuzu sarması dostluk asla olmayacağı âşikardır.