Malum içinde bulunduğumuz hafta 4-11 Eylül Sivas Kongresi’nin yapıldığı haftadır.
Sivas Kongresi’nin kurtuluş savaşındaki yeri ve önemi tartışılmaz.
Bu hafta münasebetiyle siyasilerin kutlama mesajları yayınladıklarına ve kimi yazarların da konuyla ilgili yazılar yazdığına şahit oluyoruz.
Ama ne hikmetse herkes işine gelen yönünü ele alıp hadiseyi objektif olarak aktarmaktan kaçınıyor.
***
İşin garibi nedir biliyor musunuz, hilafete, saltanata ve İslam’a bağlılığın esas alındığı bu kongreyi kimilerinin cumhuriyetin temellerinin atıldığı kongre olarak sunmaları.
Mesela CHP Genel Başkanı bu münasebetle yayınladığı mesajında daha da ileri gitmiş, kongreden önce cumhuriyetin ilan edildiği zannıyla şu cümleyi kurmuş: “Sivas’ta, Milli Mücadele’nin siyasi özü belirlenmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek bağımsız bir devlet olarak yaşatma kararlılığı açıklanmıştır” diyor.
Kongrenin 4-11 Eylül 1919’da yapıldığını, Cumhuriyet’in 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edildiğini ve o cumhuriyetin bir İslam Cumhuriyeti olduğunu ayrıca bir de halifesinin bulunduğunu hatırlatmama gerek var mı bilmem.
Sivas Kongresi’nde cumhuriyetten bahsedilmemiş aksine hilafete saltanata ve İslam’a bağlılık yemini ile başlamış ve o istikamette karar alınmıştır.
***
Kongreye katılanların İttihatçı olmadıklarını ispat için bir yemin metni hazırlanmış ve delegeler bu metni okumuştur. Yemin metni şöyle:
“Makam-ı celil-i hilafet ve saltanata, İslamiyete, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah.”
Yoruma hacet yok zannederim.
***
Sivas kongresi kararlarının amacını açıklayan ikinci maddesi de aynen şöyledir:” Câmiayi Osmaniye’nin tamamiyeti ve istiklâli millîmizin temini ve makam-ı muallâyı hilâfet ve saltanatın masuniyeti için Kuva-yı milliye’yi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.”