Hani ‘ağzı olan konuşuyor’ diye bir söz var ya şimdi bu sisli havada bilen de konuşuyor bilmeyen de.
Şimdilerde birileri güya demokrasi nöbetlerini destekleme adına lüzumsuz korku salıyorlar.
Efendim tehlike geçmemişmiş, Mısır’da da böyle olmuşmuş, darbeciler Mısır’da olduğu gibi yeniden saldırabilirmiş ve benzeri bilgisizce yapılan yorumlar.
Evet, kimi tehlikelerden söz edilebilir ama silahlı bir darbeden artık söz edilemez.
Türkiye’de silahlı darbeler 15 Temmuz direnişiyle tarihe gömülmüştür.
***
Türkiye’nin Mısır ile mukayesesi kıyas-ı fasiddir, yanlış mukayesedir.
Beş sebepten dolayı yanlıştır:
Birincisi, Mısır’da darbe yapıldığında Cumhurbaşkanı Mursi tutuklanmış ve direniş lidersiz kalmıştır. Kaldı ki tutuklanmasaydı bile Mursi’nin halk desteği azalmıştı!
Türkiye’de ise halk desteği tavan yapmış olan Cumhurbaşkanı, direnişi bizzat organize etmiştir.
***
İkincisi, Mısır’da ordunun tamamı darbecilerle birlikte hareket etmiştir.
Türkiye’de ise başta Genel Kurmay Başkanı olmak üzere ordu içindeki vatanperver askerler darbeye karşı direnmiştir.
***
Üçüncüsü, Mısır’da polis de ordu ile birlikte hareket etmiştir.
Türkiye’de ise darbecilere karşı silahlı direnişin en güçlü ayağı polis olmuş ve darbecileri derdest etmiştir.
Ayrıca Türkiye’de ordu bütünüyle bile darbeye kalkışsa karşısında polisi bulacaktı!
***
Dördüncüsü, Mısır’da liberaller, solcular, laikler, selefiler ve dini otorite olan Ezher, darbecilerin yanındaydı.
Türkiye’de ise (bazıları kerhen de olsa) siyasi muhalefet dahil toplumun tüm kesimleri bütünüyle darbecilerin karşısında yer almıştır.
Beşincisi ise, Mısır’da Mursi’yi darbeye karşı destekleyen medya kuruluşu yok denecek kadar azdı ve etkisizdi.
Türkiye’de ise hükümete muhalif medya bile ilk saatten itibaren darbeye karşı ciddi bir direniş göstermiştir.
***
Dolayısıyla Türkiye şartları Mısır’la kıyas kabul etmez oranda darbe savar şartlardır.
Tekrar ediyorum Türkiye’de halkın direnişini destekleyen ve organize eden bu beş faktör canlı olduğu sürece silahlı bir darbe ihtimali kalmamıştır.